Home » 2 Yıl Sonra Yurt Dışında İş Hayatına Döndüğümde Yaşadıklarım

2 Yıl Sonra Yurt Dışında İş Hayatına Döndüğümde Yaşadıklarım

Yurt Dışında İlk İş Günüm

Toprak’ın kreş sürecinin planladığımız gibi gitmemesinden dolayı yurt dışı iş tecrübem 5 hafta kadar gecikmeli başladı. Ama sonunda o gün geldi çattı. 5 yılı aşkın bir süre Türkiye’de savunma sanayi alanında faaliyet gösteren bir firmada çalışmıştım. Toprak’ın doğmasıyla kurumsal hayatıma 2 yıl kadar ara verdim. Ve şimdi yurt dışında uzay alanında faaliyet gösteren bir firmada kurumsal hayatıma yeniden dönüyordum. Bu işin mülakat sürecini paylaştığım yazıyı buradan okuyabilirsiniz.

Türkiye’de işime geri dönmüş olsam bundan çok daha farklı hissedecektim eminim. Sonuçta konfor alanımdaydım. Ama yurt dışı olunca ve işin içine dil de girince yaşadığım heyecanın daha doğrusu gerginliğin tarifi yok.

İnanır mısınız düğün günümde böyle heyecanlanmamıştım! 3 – 5 gün öncesinden stres ve gerginlik başladı, yerimde bile duramıyordum.

Bir itiraf; bu stresin en büyük sebebi dil konusunda kendimi yeterince iyi hissetmiyor olmam. Daha önce yurt iş ve akademik anlamda yurt dışı tecrübem yoktu. Ve günlük hayatta kullanılan İngilizce iş hayatı için yetersiz mi olur diye düşünüyordum.

Kendimi daha iyi hissedecek bişeyler yapmak zorundaydım ve ilk iş günü sabahı uyandığımda sürekli bugün hayatımın en güzel günü olacak diye kendimi telkin ettim.

İlk İş Günümde Ne Giydim?

Uzay alanında faaliyet gösteren bir firmaydı ve uzay temalı çok sevdiğim bir elbisem vardı. Tabiki onu giyecektim. 

İlk Günden Geç Kaldım

Sabah 9’da başlayan mesai için 7’de uyandım ama saat 8:30 oldu hala evden çıkamadık. Toprak’ı kreşe bırakıp 45 – 50 dk’lık yol gideceğiz ve şansımıza yollar karlı. Toprak’a sürekli iş yerinde ilk günüm olduğundan ve bu sebeple stresli olduğumdan bahsettim. Tıpkı senin kreşte ilk zamanlarında hissettiğin gibi dedim. Bunlar mı işe yaradı bilmem. Kreşe vardık sakince öğretmenin kucağına geçti, el salladı. Böylece aklım onda daha az kalacaktı.

Yarım saat kadar gecikince insan kaynaklarından bir telefon gelmiş. Ama ben bu çağrıyı 10 dk sonra gördüm ve şirkete yaklaştığımız için geri aramadım. Şirkete geldiğimde beni insan kaynaklarından bir personel karşıladı. Aynı kişi ilk iş günümden 3-4 gün önce mail atmıştı. Mailde ilk gün neler olacağına yönelik özet bir bilgi veriyordu. Geç kaldığım için özür diledim ancak bunu hiç sorun yapıyor gibi gözükmüyordu. 

İnsan Kaynaklarından Güzel Haber

İK personeli yeni sözleşme imzalamamız gerektiğini söyledi. Çünkü işi kabul ettiğimde imzaladığım sözleşmemdeki bazı maddeler değişmişti. Şirket çalışanları genelde kendi ülkesinden uzakta oldukları için mevcut izin sayısının az olduğunu düşünmüşler. Bu sebeple 20 günlük yıllık iznim 34 güne çıkarılmış. Gerçekten de çok güzel haber. 

Geç Kaldığım için Planlanan Program Değişti

Program normalde tesis turu ile devam ediyordu. Ama biraz geç kaldığım için ve çalışacağım grubun grup toplantısı olduğu için toplantıya katıldım. O toplantıda grup lideri grupla tanıştırdı ve yeni gelişmeleri gruba aktardı.

Bu arada hala heyecanım devam ediyor, ellerim bile titriyordu. Heyecanlandıkça kendimi iyi ifade edemiyorum… Kendimi ifade edemedikçe de daha da heyecan yapıyordum. Sizler için de ilham olur belki ben hiç bir zaman süper bir İngilizcem olduğuna inanmadım. Mülakatlara girdim, farklı işlerden kabul aldım hala konuşamadığıma inanıyordum. Eğitim sistemimiz mi dersiniz, kendine güvensizlik mi bilmiyorum. Aslında bu konuda kendime daha çok güvensem herşey daha iyi olacaktı.

Grup Liderimden Kötü Haber

Grup toplantısının ana konusu aslında grup lideri görevinin değiştiğini söyledi… Grubun, mevcut lideri sevdiği her halinden belliydi. Herkes bu habere gerçekten üzülmüştü. İçimden gruba uğursuz geldiğimi düşünmezler umarım falan diyorum.

Masamda Bulduğum Not

Toplantı sonunda insan kaynaklarından görevli masamı gösterdi. Bu arada inanamayacaksınız ama Fraser soyadında çalışan var. Outlander hayranlarının aklına tek biri geliyor.
 
Henüz bilgisayarım yoktu. Masamda şirketin amblemini içeren anahtarlık, defter, kalem, rozet gibi küçük hediyeler vardı. Defterimin içine çok ince de bir not bırakılmıştı. Yurt dışı veya yurt içi hiç fark etmez bir işin ilk gününde bu küçük jestler gerçekten insanın hoşuna gidiyor. 
Bilgisayarımı beklerken mentörüm yapacağım işlere yönelik bilgi verdi. Bu işlerle ilgili olan laboratuvarları gösterdi. 
Bu turun devamında da tesis işletme görevlisi tüm binayı gezdirdi ve işleyiş hakkında bilgi verdi. Mesela binada bulunan çiçekler sulanmıyor, acil çıkış kapıları burada.şu günlerde tatbikat yapılır gibi.

Öğle Arası

Yoğun bir programın ardından öğle arası geldi. Türkiye’deki kurumsal hayatımızda öğle araları yemekhanede geçerdi. Ancak burada herkes kendi yemeğini evden getiriyor ve mikrodalgada ısıtıyor.

İlk gün için yanımda yemek yoktu. Grupça yemek yemeye şirketin bulunduğu kuruluştaki cafeye gittik. Ya da kantin demeliydim (bakınız resme). 

Yemek esnasında Inverness’te yapılan maraton koşullarından, Highland oyunları ve peynir yakalama yarışı gibi yarışlardan konuşuldu. 

Yemek evden ama kahveler, çaylar şirketten. Şahane bir barista kahve makinemiz var. 

Öğleden Sonra

Artık bilgisayarım gelmişti. Bilgi Teknolojileri Grubu’ndan birisi uzaktan çalıştığım zamanlar nelere dikkat etmem gerektiği konusunda kısacık bir bilgi verdi. 

Ayrıca insan kaynaklarından mail gelmişti. Okumam gereken dokümanları (şirketin işleyişi, güvenlik bilgileri) sisteme yüklemişler. Banka hesap bilgilerime kadar neler yapmam gerektiği mail ile anlatılmıştı. 

 

Ve öğleden sonrası hep mevcut dokümanları okuyarak geçti. 
 
Gönül rahatlığıyla diyebilirim ki onca zaman kendime boşa işkence etmişim. Hiç ama hiç gerek yokmuş.

İlk Haftadan Kötü İzlenim

Ben asıl stres yapmam gereken durumları sonradan yaşadım…

 2. Gün yolda işe giderken yoğun kar yağışı sebebiyle Toprak’ın kreşinin tatil olduğunu öğrendik. Ve maalesef 2. Gün işe gittiğim gibi geri ayrıldım.

Üstüne geri dönüş yolunda da ertesi günün de tatil olduğunu öğrendik. Yani ilk 3 günde bir çalışanın başına gelecek en stresli durumla karşılaştım. Bunu nasıl anlatacağım bilemiyordum. Ama açıklayınca bu konuda benim elimde olmayan sebeple olduğunu belirttiler. Hiç sorun yapılmadı. Umarım bu anlayış böyle devam eder.

Ve bu deneyimde Instagram hesabımız 3mutludunya’dan da desteklerini esirgemeyen takipçilerimize de çok teşekkür ederim.