Home » İskoçya`da Mühendislik

İskoçya`da Mühendislik

Bu röportajımın konukları Emine & Enes. Kendileri uzay mühendisi olarak Glasgow`da bir firmada çalışıyorlar. Kendileriyle İskoçya`da uzay mühendisi olmayı, başvuru ve kabul süreçlerini, yurt dışında iş arayan diğer teknik personel için tavsiyeleri,

İskoçya`da Uzay Mühendisliği

Bloğu açtığımızdan beri en çok gelen sorulardan biri farklı meslek gruplarının İskoçya`daki iş olanakları oldu. Biz 2 mühendis olarak elimizden geldiğince cevaplamaya çalıştık. Ama bilmediğimiz alanlar çok fazla. Bu sebeple sizle çok farklı hikayeleri bir araya getirerek yurt dışında yaşam konusuna daha derinlemesine girelim istedim. Bu röportajımın konukları Emine & Enes. Kendileri uzay mühendisi olarak Glasgow`da bir firmada çalışıyorlar. Kendileriyle İskoçya`da uzay mühendisi olmayı, başvuru ve kabul süreçlerini, yurt dışında iş arayan diğer teknik personel için tavsiyeleri, CV hazırlarken nelere dikkat edilmeli gibi bir çok farklı konuda konuştuk. İskoçya`da mühendislik yapmak isteyen herkes bu röportajdan çok fazla şey öğrenecektir. Lafı daha fazla uzatmadan kendilerine bırakıyorum.

Emine ve Enes`i sizle tanıştırmak istedim 🙂 Türkiye'de GUHEM tarafından Bursa'da gerçekleştirilen bir etkinlikten (2022 - International Space Conference) Etkinliğe Enes VIP konuşmacı olarak davet edilmiş 🙂

Bu fotoğrafa bakarken ah ne kadar şanslılar diye düşünenler olacaktır belki. Ama hikayelerinin arkasında ilmek ilmek işlenen bir hayat ve başarı öyküsü var.

Kısaca Emine ve Enes`i tanıyalım 🙂

Ağustos 2021’den beri İskoçya’nın Glasgow şehrinde yaşayıp aynı uzay şirketinde hayalimizdeki işleri yapıyoruz. Emine Uydu Operasyon Mühendisi, Enes ise Uzay Sistemleri Mühendisi olarak AAC Clyde Space’de çalışmakta.

Her ikimiz de farklı üniversitelerin Uzay Mühendisliği bölümlerinden mezun olduk. Sonra yolumuz İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Mühendisliği yüksek lisans programında kesişti. Ortak derslerle başlayan arkadaşlığımız, daha sonra bir ilişkiye dönüştü. O andan itibaren hayat yolunu birlikte yürüyoruz. 2020’nin Ekim ayında evlendikten sadece birkaç ay sonra Enes’in İskoçya’dan iş teklifi almasıyla İskoçya maceramız başladı. Covid kısıtlamaları nedeniyle İskoçya’ya taşınmamız Ağustos 2021’i buldu. Taşındıktan birkaç ay sonra Emine de aynı şirkette Uydu Operasyon Mühendisi olarak çalışmaya başladı.

Şu anda, muhabbet kuşumuz Kuşan ile birlikte Glasgow’da yaşayan minik bir aileyiz. Uzay bilimlerine olan merakımızın yanı sıra, seyahat etmeyi ve yeni kültürler tanımayı çok seviyoruz.

2. Sizce İskoçya’da Uzay Mühendisi olmak nasıl? Tam olarak ne iş yapar?

İskoçya uzay alanında Dünya’nın en önde gelen ülkelerinden biri konumunda. Gerek uydu teknolojileri, gerekse fırlatma araçları konusunda yetişmiş insan gücü ve çeşitli ölçeklerdeki firmaların çokluğu sayesinde İskoçya, uzay mühendisleri için oldukça önemli bir ülke. Şöyle ki, İskoçya’nın Glasgow şehri Avrupa’da en çok uydunun üretildiği şehir. Ve İskoçya ise Dünya’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinden sonra en çok uydunun üretildiği yer konumunda. Özellikle küp uydu teknolojileri konusunda bir çok “ilk”lere ve “en”lere imza atmış olan AAC Clyde Space firmasında birlikte çalışmak ve istediğimiz işleri yapma imkanına sahip olmak kendimizi oldukça özel hissettiriyor.

Enes, Sistem Mühendisi olarak uyduların tasarım süreçlerinin gerçekleştirilmesinde ve fizibilite çalışmalarıyla birlikte çeşitli uzay görevlerinin tasarlanmasında, üretim ve test aşamalarında görev alıyor. Emine ise Uydu Operasyon Mühendisi olarak uzay görevlerinin tasarım aşamasından itibaren sürece dahil olarak, planlanan konseptler dahilinde fırlatma öncesi ve sonrasında, uzay araçlarının operasyonlarından sorumlu. Firma bünyesindeki farklı uydu projelerinde ve görevlerde yer alsak da ortak bir ana görev kapsamında proje yaşam döngüsünün bir çok noktasında beraber çalışma imkanına sahibiz. İkimiz de bunu kolay kolay sahip olunamayacak bir fırsat olarak görüyor ve oldukça değerli buluyoruz.

3. İskoçya’ya Uzay Mühendisi olarak gelmeye nasıl karar verdiniz? Buranın bir Avrupa ülkesinden farkı neydi de İskoçya tercih edildi?

Şu anda çalıştığımız firma küp uydu teknolojilerinde alanının en köklü ve büyük firmalarından biri konumunda. Enes, daha önceki iş tecrübesinden dolayı AAC Clyde Space ile daha önce müşteri konumunda ilişkilere sahipti. Firmayı zaten tanıyordu. Kariyer planlamasının bir parçası olarak ortak bir karar neticesinde bu seçenek bizim için oldukça bariz oldu.

Uzay alanında İskoçya’nın sahip olduğu bilgi birikimi ve sunduğu imkanlar tartışılamaz zaten. Ayrıca ana dili İngilizce olan gelişmiş bir Avrupa ülkesinde yaşama imkanını da düşünerek İskoçya’yı tercih ettik diyebiliriz. Daha önceden bildiğimiz eşsiz doğal güzellikleri, kültürü ve daha bir çok özelliğinden dolayı İskoçya bize oldukça cezbedici geldi. Ve bu yolculuğa çıkmaya karar verdik.

4. Başvuru ve kabul sürecinden bahseder misiniz?

Evlendiğimizde İstanbul’da yaşıyorduk ve iş sebebi ile bu şehirde çok uzun kalamayacağımızın farkındaydık. Çünkü uzay alanında faaliyet gösteren şirketlerin hemen hemen hepsi Ankara’daydı. Neyse ki o zamanlar Enes daha vizyonlu olanımızdı ve radarına yurt dışındaki şirketleri de almıştı. Birkaç girişimin ardından Enes İskoçya’da iki şirketten aynı anda olumlu dönüşler aldı ve süreç bizim için başlamış oldu.

Hemen bir dip not veriyim. Eğer UK genelinde açık ilanları görmek istiyorsanız LinkedIn ve Glassdoor faydalanabileceğiniz en iyi portallardan diyebilirim

Emine, istediği iş konusunda oldukça kararlıydı ve sadece “yeni uzay” sektöründe kendine uygun bir iş arıyordu. Başlangıçta, AAC Clyde Space’in evli bir çiftin aynı şirkette çalışmasını istemeyeceğini düşündüğü için listesine dahil etmemişti. Ancak, Uydu Operasyonları Mühendisi ilanını gördüğünde fikri değişti. İlk bakışta, bu işin hayalindeki iş olduğuna emindi ve hemen başvurusunu yaptı.

AAC Clyde Space

Enes’in başvurusundan sonra gerçekleşen ilk insan kaynakları görüşmesinin ardından ikinci bir görüşme oldu. Ekip lideri ile teknik bir mülakat gerçekleşti. Takip eden hafta içerisinde sürecin olumlu olduğunu belirten bir e-mail geldi.  Ve Enes’e resmi teklif gönderildi.

Covid döneminin getirmiş olduğu kısıtlamalar sebebiyle hemen taşınmamız mümkün olmadı. Mart 2021’den itibaren Enes Türkiye’de iken uzaktan çalışmaya başladı. Bu süre zarfında Emine, THY Teknik’teki görevinden istifa ederek kişisel gelişimine yönelik çalışmalar yapmaya ve kariyer hedeflerini belirlemeye devam etti.  Yaklaşık 6 aylık bir uzaktan çalışma sürecinin ardından Ağustos 2021’de İskoçya’ya taşındık.

Emine, Kasım 2021’de Uydu Operasyon Mühendisi pozisyonu için başvuru yaptıktan sonra süreç hızla ilerledi. Tüm eğitiminin bu alanda olması avantajdı. Başarılı mülakatlar geçirmesi ve firmanın üst düzey yetkililerinin önceki işyerindeki yöneticilerle iletişime geçerek çok olumlu referanslar alması süreci hızlandırdı. Ocak 2022’de Emine, aynı firmada Uydu Operasyon Mühendisi olarak göreve başladı.

5. UK’de mühendislik pozisyonlarına başvurmak isteyen adaylara ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

İkimiz de aktif olarak şirketimizin işe alma süreçlerine dahil olmuş durumdayız. Ekip liderlerimiz tarafından seçilmiş CV’leri inceleyip mülakatlara giriyoruz. Bu süreçlerden en büyük çıkarımımız genelde şirketlerin çok spesifik özelliklerde birilerini almak için ilan açtıkları. Genelde özgeçmişi en dolu olan değil, belirlenen kriterlere en çok uyan aday işe alınıyor.

Yani bir işe kabul edilmediğinizde kesinlikle bu sizin kötü ya da yetersiz bir aday olduğunuz anlamına gelmiyor. Sadece şirketin o an daha başka birine ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu sebeple asla motivasyonunuzu düşürüp başvuru yapmayı bırakmayın. Unutmayın sizin profilinizde birilerini arayan bir şirket mutlaka var. Bugün değilse, yarın mutlaka bu fırsat sizin de kapınızı çalacaktır.

6. UK firmaları için CV hazırlayan adaylar sizce CV’lerinde nelere dikkat etmeliler?

Türkiye’deki standart kriterlere  (tarihlerin tutarlı olması, CV’de açıklanmamış büyük zaman boşluklarının olmaması vb. gibi) ek olarak Birleşik Krallık özelinde dikkatimizi çeken basit görünen iki önemli nokta var. Birincisi CV’de fotoğraf olmasını garipsiyorlar, ikincisi ise uzun ve laf kalabalığı yapılmış CV’ler çoğunlukla okunmuyor.İki sayfayı geçmeyen kısa ve öz CV’ler daha ön plana çıkıyor.

Ve küçük bir not; soyadımızı büyük harflerle yazmamızı da komik buluyorlar, Caps Lock açık kalmış herhalde diye gülüyorlar. Böyle bir kültürel farkın varlığından haberimiz bile yoktu, öğrenir öğrenmez LinkedIn’de soyadımızı güncelledik :).

7. Sizce İskoçya’da mühendislik maaşları nasıl? Ailece gelecekler için tek maaş yeterli olur mu?

İskoçya’da maaşlar arasında uçurum yok. Herkes aşağı yukarı benzer maaşlar alıyor.  Bu da toplumda eşitliği sağlıyor. Muhtemelen Türkiye’deki son zamlarla birlikte Türkiye’de çalışan meslektaşlarımızla kazançlarımız arasında çok büyük bir fark kalmamıştır. Hatta belki yurtdışına göçü önlemek için özellikle bizim sektörümüzde çalışanlar bize göre daha iyi kazanmaya başlamış olabilirler.

Buranın artı yanı yaşam maaliyetlerinin Türkiye’deki büyük şehirlere kıyasla çok daha düşük olması. Gördüğümüz kadarıyla herkes her ihtiyacını karşılayabiliyor ve hava burada elverişli olmasa bile istediği bir ülkede yıllık tatillerini yapabiliyor. İskoçya’daki ilk zamanlarımızda edindiğimiz tecrübelere dayanarak minik bir aile için tek çalışan maaşının bu dediğimiz şeyler için yeterli olacağını düşünüyoruz. Eğer çift olarak çalışıyorsanız, yapmak isteyebileceğiniz hemen her şeyi yapabilmenin yanı sıra rahatlıkla para da biriktirebilirsiniz.

8. İskoçya’da is hayati nasıl? Türkiye’den ne gibi farkları var?

İş ve özel hayat birbirinden ayrıldığı için çok daha konforlu. Firmalar çalışanlarına güveniyor ve saygı duyuyor. Baskı altında hissetmenizi engellemeye çalışılıyor. Size verilen sorumlulukları yerine getirdiğiniz ve gerekli geribildirimleri yaptığınız sürece ne zaman ve ne şekilde çalıştığınızı genellikle sorgulamıyorlar.

Örneğin Emine şirketimizin pek çok uydusunda Baş Operasyon Mühendisi olarak çalışıyor. Buna rağmen saat 5’ten sonra, hafta sonu ya da tatillerimizde uydunun başına çok büyük bir şey gelmediği müddetçe kimse arayıp onu rahatsız etmiyor. Çok acil durumlarda iletişime geçmek durumunda kaldıklarında da çok utana çekine arıyorlar. Enes için bu durum biraz daha esnek hatta. 

Burada çalışmanın en sevdiğimiz tarafı herkesin fikrine değer verilmesi ve yaptığı işe saygı duyulması. Seni o işin uzmanı olarak gördükleri için sana tam olarak güveniyorlar. Sektör özelinde Avrupa Uzay Ajansı’nın da dahil olduğu bir çok projede çalışmamız dolayısıyla bilgiye ve alanında uzman kişilere istediğimiz anda erişimimizin olması da Türkiye ile kıyasladığımızda bizim için oldukça değerli bir imkan.

9. Özellikle iş yerinde aksan konusunda zorlandınız mı? İş yerinde anlamakta zorlandığınız zamanlar olduysa nasıl üstesinden geldiniz?

Şirketimizde pek çok ülkeden mühendis çalışıyor. Bu sebeple çok farklı aksanlarda konuşan insanlar ile iletişim halindeyiz. Başka aksanlar ile pratik yapma şansımız oldu. Ve hali hazırda Glasgow aksanına maruz kaldığımız için hemen hemen her aksanı anlayabiliyor ve ayırt edebiliyoruz artık. 

İlk zamanlar anlamadığımızda gülümseyerek kafa sallayıp geçiştirmeye çalışıyorduk ancak artık anlamadığımızda “bir dakika ya, ben hiçbir şey anlamadım” diyebilecek özgüvenimiz oluştu. 🙂

Ancak itiraf etmek gerekir ki Covid döneminde herkesin yüzünde maske varken ağız bile okuyamadığımız bir durumda tüm bu yeniliklere ve İngilizcenin en zor aksanına maruz kalmak bizi oldukça zorladı. 🙂 Bunun üstesinden gelmek için kendi çabanızla pek bir şey yapma şansınız olmuyor. O sebeple mümkün olduğunca zamanın akışına bırakmak gerek. Özellikle yerel halk ile daha fazla etkileşime girerek aşinalık kazanmaya çalışmak, aksan konusunun üstesinden gelmek için yapılabilecek en iyi şey.

Eilean Donan Kalesi
10. Türkiye’deki iş hayatınıza dair özlediğiniz şeyler var mi?

Sanırım en çok özlediğimiz şey ekip arkadaşlarıyla kurulan bağ. Buradaki çalışma arkadaşlarımız gerçekten harika ve eğlenceli insanlar. Hepsini çok seviyoruz ancak hala en favori çalışma arkadaşlarımız Türkiye’deki eski iş yerlerimizdeki arkadaşlarımız. Bunun da sebebi muhtemelen daha çok şey paylaşmamız ve birine “nasılsın, nasıl gidiyor” diye sorduğumuz da sormak için değil… Gerçekten o insanın hayatını önemseyip, merak ettiğimiz için sormamız olabilir. Türkiye’de iş arkadaşlıkları siz farkında olmadan özel hayatınızın da parçası oluyor. Burada bir insanla özel hayatınızda da görüşmek istediğinizi göstermek için onu net bir şekilde bir yere ya da bir şey yapmaya davet etmeniz gerekiyor.

Muhtemelen bu düşüncelerimizin temel sebebi Türkiye‘deki iş ortamımızda tamamen Türklerin olduğu bir ortamda çalışmış olmak. Herhangi bir kültürel çeşitlilikten dolayı birilerini kırabilme veya yanlış anlaşılma endişesi olmadan daha direkt iletişim kurabilme imkanına sahip olmamızdı. Elbette kişileri tanıdıkça bu durum İskoçya için de yavaş yavaş daha kolay hale geliyor. Ancak, bir çok farklı ülkeden ve farklı kültürden insanın birlikte çalıştığı ve çalışan döngüsünün oldukça hızlı olduğu bir ortamda biz hep daha temkinli olmaya devam edeceğiz.

Bunun dışında, daha spesifik bir örnek verecek olursak, Ramazan ayında Türk bir şirkette çalışmak kesinlikle çok daha rahatmış, çünkü genel olarak işler oldukça yavaşlıyor ve insanlar birbirlerine karşı daha toleranslı olabiliyor. Burada aynı tempoda devam etmek ve zaman zaman insanlara açıklama yapmak yorabiliyor.

11. İskoçya’ya ilk taşındığınızdaki izleniminiz nasıldı? Biraz Glasgow’dan bahseder misiniz? Çok fazla göçmen var mi?

Uçaktan iner inmez Ağustos’un ortasında gök delinmiş gibi yağmur yağmıştı. Buna çok şaşırdığımızı gören bir amca İskoçya’ya hoş geldiniz demişti. Çok haklıymış 🙂

Glasgow çok sayıda göçmenin yaşadığı çok kültürlü bir şehir. Ancak İskoçlara ait olma özelliğini de kaybetmemiş… Londra’nın aksine :). Sokaklar da mekanlar da İskoçlar ve İskoçlara ait pek çok şey ile iç içesiniz… 

Bu kültürü iliklerinize kadar hissetmenize olanak sağlıyor. Glasgow, İskoçya’nın en gelişmiş şehri olduğu için aradığımız her şeyi rahatlıkla bulabiliyoruz. İngiltere’de çeşitli şehirlerden taşınarak Glasgow’a gelen İngilizler de çok fazla. Onlar da Glasgow’daki bu kültürel çeşitliğe ve yerel olmayan halkın çokluğuna genellikle şaşırıyorlar. Bu durum da sanırım Glasgow’un son yıllarda yaşadığı ciddi dönüşümün epey bir etkisi var.

Diğer tüm Avrupa şehirlerini düşündüğümüzde Glasgow göçmenlere karşı hoşgörünün muhtemelen en yüksek olduğu şehirlerden biri. Burada geçirdiğimiz 2 buçuk yıldan fazla bir sürede kendimizi hiç güvensiz veya “öteki” olarak hissetmedik. Muhtemelen bu durumun da etkisiyle göçmen nüfusu ve kültürel çeşitlilik İskoçya’da her geçen gün daha da artarak devam edecek. 

12. Ev bulma sureciniz nasıl oldu? Nasıl bir yol izlediniz evinizi kiralarken?

Cevaplamakta en çok zorlandığımız soru sanırım bu. Çok sancılı bir süreç sonrasında ilk evimize yerleşebildik. İş teklifi geldiği andan itibaren boş zamanlarımızda Rightmove ve Zoopla gibi sitelerden ev bakıyorduk. Ancak hem evler istediğimiz gibi olmadığından hem de görmeden bir ev tutmak istemediğimizden herhangi bir girişimde bulunmamıştık. 2021’in Ağustos ayında İskoçya’ya taşındığımızda hala Covid kısıtlamaları devam ediyordu. Bu yüzden, uçaktan iner inmez 11 gün karantina otelinde kalmamız gerekiyordu. Anlaşmamız şu şekildeydi; Enes uzaktan çalışmaya devam edecek bense (Emine) bu süreçte ev için telefon görüşmeleri yapıp karantina sonrası için randevular oluşturacaktım. Evet, burada eve bakabilmek için öncesinden randevu almanız gerekiyor. Edinburgh’da karantina otelinde kalırken, emlak şirketlerini aramaya nasıl bir ev istediğimizi anlatmaya başlamıştım.

Ancak bir problem vardı. Glasgow aksanı…

Nasıl bir ev baktığımızı çok iyi anlatabilmeme rağmen telefondaki kişinin bana ne dediği ile ilgili tek bir fikrim bile yoktu. Kendimce strateji geliştirip cevabı evet/hayır olabilecek sorular sormaya başladım, ama nafile. Öyle bir aksan düşünün ki bir insanın ses tonundan olumlu ya da olumsuz konuştuğu anlaşılmasın. 4-5 aramanın sonunda özgüvenim iyice kırıldı ve pes ettim. En kolayının karantinadan çıktıktan sonra Glasgow’daki emlak ofislerini ziyaret edip, yüz yüze anlaşmaya çalışmak olduğunu düşündük. Edinburgh’ta karantina biter bitmez Glasgow’da 3 günlüğüne yer ayırttığımız otelimize geçtik. Sonra koşa koşa bir emlak ofisine gittik. Kapıdan içeri girmeye çalıştığımızda bizi kışkışlayıp Covid sebebiyle içeri alamadıklarını ve telefonla ya da e-maille onlara ulaşmamız gerektiğini söylediler. Bu şekilde İskoçya’daki gerçek anlamda ev arama sürecimiz başlamış oldu.

Yukarıda bahsettiğim uygulamaların sayfalarını sık sık güncelleyip yeni bir ev ilana konulduğunda direkt arayıp görmek için rezervasyonlar ayarladım. Aynı saate 30 kişiye randevu verilen ev görmeleri, evi beğenmesek da başka çaremiz olmadığından her eve tutmak istiyoruz demeler, CV’ler hazırlamalar… Burada ev sahipleri evi kiralamak istedikleri kişiyi başvuranlar arasından kendi seçiyor. Ülkeye geleli 2-3 hafta olmuş herhangi bir kaydımız yok. Diğerlerinin arasından bizi seçme ihtimalleri çok düşüktü. Bu süreçte bir yandan otellerde kalmalara devam ediyorduk.

Otel ayarlayamadığımız bir gece arabayı Glasgow Merkez Camii’nin otoparkına çekip içinde uyumuştuk.

Valizleri bir otelden diğerine taşıdığımız, ev bakmalara sürekli Uber vs. ile gittiğimiz için ucuzundan bir araba almaya karar verdik. Sanırım biraz olsun kendimizi ait hissetmeye ihtiyacımız da vardı. İyi ki almışız çünkü çok pahalı olduğu için otel ayarlayamadığımız bir gece arabayı Glasgow Merkez Camii’nin otoparkına çekip içinde uyumuştuk. 🙂 Karantina otelinin zorunlu olduğu bir zamanda yaklaşık bir maaş ödeme yapmak durumunda kaldığımız için birikimimiz de artık suyunu çekiyordu. Hazıra dağ dayanmaz! Ve umutlarımız iyice tükeniyordu. Öyle ki geri dönme ihtimalini bile konuşmaya başlamıştık. Ailelerimiz de bu kadar sıkıntı çekmemize gönülleri razı olmadığı için geri gelin çocuklar demeye başladı.

Otellerde tam 30 gün geçirdikten sonra daha önce reddedildiğimiz bir evin hala ilanda olduğunu gördük. Hemen arayıp daha önce başvurduğumuzu, uygunsa evi tutmak istediğimizi söyledik. Muhtemelen bir önceki tutmak isteyenle süreç istedikleri gibi ilerlemediği için evi sonraki ilk isteyene verdiler. Böylece ilk evimize taşınmış olduk. Eşyasız tutuğumuz için sıfırdan bir ev kurmamız gerekti. Yine de eşyasız bir ev için aldığımız eşyalara Türkiye’ye kıyasla oldukça düşük bir miktar ödeme yaptığımızı hatırlıyoruz. Minimum eşyayla başladığımız süreç kendi evimizi alıp kendimize istediğimiz gibi bir konfor alanı yaratmakla devam etti. Şuan halimizden çok memnunuz. Camii önünde arabada kalışımız gülerek anlattığımız bir anı şimdi 🙂

Şuan halimizden çok memnunuz ve camii önünde arabada kalışımız gülerek anlattığımız bir anı şimdi 🙂 Hayır hayır kalede yaşamıyorlar 😀
13. İskoçya’da en favori destinasyon noktalarınız nereler?

Kesinlikle Glencoe vadisi ve Isle of Skye. Genel olarak “highlands”, kelimenin tam manasıyla büyüleyici bir yer. Sık sık gerçekleştirdiğimiz araba yolculukları ile bu rotalarda yorulmadan saatlerce dolaşıyoruz. Her kilometresinde ayrı bir büyüleyici manzara ile karşılaşarak kendimizi cennette yaşıyor hissediyoruz.

Highlanders ! :))
14. İskoçya’da sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler neler?

Emine: Ben bu konudaki düşüncelerim net olduğu için sevmediğim şeyleri bir çırpıda listeleyebilirim; güneşsizlik, hijyen anlayışı ve Glasgow aksanı…

Yılın çok büyük bir bölümü kalın bulutlar altında güneş görmeden geçiyor ve bu da mental olarak ciddi etkiler yaratabiliyor. Sürekli halsiz hissetme ve isteksizlik gibi. İskoç arkadaşlarımın tavsiyesi ile D vitamini takviyesine başladım. Bu problemlerimin bir kısmı geçti. Ama bazen insan sadece tiril tiril giyinip dolaşmak istiyor.

Sevdiğimiz şeyler listesi neyse ki daha uzun; insanların çok saygılı oluşu, güvenli şehirler, kadın erkek eşitliği, mükemmel doğası (güneş açtığında adeta yeryüzündeki cennet!) ve doğayla iç içe huzurlu bir hayat.

İnsanlar o kadar saygılı ki ayakta duramayacak kadar sarhoş olsalar bile yanınızdan geçerken kişisel alanınıza girdiklerini düşündükleri için özür diliyorlar. Çok alkol tüketmelerine rağmen suç oranları oldukça düşük.

15. Ve son olarak: Uzun vadede Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?

Öğrenmek istediklerimizi öğrenip kariyer olarak istediğimiz noktaya geldikten sonra Türkiye’ye dönüp ülkemiz için faydalı olabilecek işler yapmayı çok istiyoruz. Günlük hayatta karşılaştığımız zorlulukların bu motivasyon ile üstesinden gelebiliyoruz.

Okuyorlarsa buradan çok selamlar, ailemizden ve dostlarımızdan uzakta bir ömür geçirmeye hiç niyetimiz yok 🙂 Taşındığımız ilk günden beri ne için burada olduğumuzu çok iyi biliyor ve doğrultuda ilerliyoruz :).

Emine ve Enes ile yaptığım bu röportaj bana da öyle iyi geldi ki.. Çünkü çok benzer tecrübelerimiz var 10 gün boyunca mecburi karantina otelinde kalmalar, ev bulamamanın verdiği stres, aksan ve dil konusunda ara ara zorlanma… Ama gerçekten su akar yolunu bulur dediklerinden bir serüven olmuş. Kendilerini bunca zorluğa rağmen pes etmedikleri için de canı gönülden kutluyorum. Çünkü arabada yattıkları geceyi öğrendikten sonra bir miktar göz yaşımı tutamadım. Birçok kişinin şans olarak gördüğü hayatların arka planındaki hikayeler…

Umarım özellikle mühendis arkadaşlara yol gösterici nitelikte olmuştur.. Özellikle dip not olarak eklediğim sitelerden düzenli olarak iş ilanlarını kontrol etmenizi tavsiye ederim. Sayfadaki diğer röportajlarımızı da okumayı unutmayın.

Lütfen benimle de okumak istediğiniz farklı meslek gruplarını paylaşmayı unutmayın!

Biz Instagram`da da varız. Ev yenileme sürecimizden ve İskoçya`daki günlük hayattan daha fazlası için takip etmeyi unutmayın: 3mutludunya