Home » Inverness’te Yaşam

Inverness’te Yaşam

Muhteşem doğası ile ön plana çıkan Highlands bölgesinin başkenti Inverness için  aynı zamanda mutluluğun başkenti demek pek de yanlış olmaz herhalde. Zaten şehrin farklı yıllarda İskoçya’nın en mutlu ve en yaşanılır yeri seçilmiş olması da bunu doğrular nitelikte. 

Gelin hep birlikte Outlander hayranları için gözde olan, kimilerinin ise adını hayatlarında ilk defa duyduğu bu şehri yakından inceleyelim!

Inverness İskoçya’nın en kuzeyindeki şehir ve aynı zamanda İskoçya’nın beşinci büyük şehri. Tabii, beşinci büyük şehri dediysek öyle aklınıza çok kalabalık bir şehir gelmesin hemen. Inverness’te nüfus yaklaşık 70bin. Evet, yanlış duymadınız, 70bin. Bu sayı Türkiye’nin 83,645 kişi ile en düşük nüfusa sahip şehri olan Tunceli’den bile az. Ayrıca şehirde dikey yapılaşma gelişmemiş, en fazla 3-4 katlı apartmanlar varken genellikle 2 katlı apartmanlar, müstakil evler ya da tek katlı bungalowlar var. Hal böyle olunca zaten az olan nüfus mevcut alana iyice yayılıyor ve bu nedenle şehirde çok sakin bir yaşam hakim. Bu konuya birazdan değineceğiz. 

İklim de bir diğer merak edilen konu. Hepimizin aşina olduğu gibi yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı gibi bir cevap vermek Inverness için çok zor maalesef. Inverness enlem olarak 57° kuzey enleminde yer alıyor. Sadece bu göz önüne alındığında zaten havanın ne kadar farklı olacağını tahmin edebilirsiniz. Burada genelde yaz ayları ılık/serin ve yağışlı kış ayları ise soğuk ve yağışlı olarak geçiyor. Yaz döneminde şort t-shirt ile dolaşabileceğiniz dönem 1-1,5 ay kadar, hatta bu dönemde bile sürekli olarak yanınızda hırka bulundurarak tedbirli olmakta fayda var. Tabi bir de hava durumu çok değişken, yani sabah çok güzel güneşli bir güne uyanmışken öğleden sonra birden bulutlarla kararan bir gökyüzü ve ona eşlik eden yağmur, rüzgar gibi hava olaylarına rastlayabilirsiniz. Bu nedenle biz özellikle uzak bir yere gidiyorsak arabanın bagajına farklı hava koşullarına göre çeşitli kalınlıkta giysileri doldurup hazırlıklı gitmeye çalışıyoruz. Kış aylarına gelecek olursak öncelikle şunu belirtmeliyiz ki öyle Game of Thrones’tan hatırlayacağınız duvarın ötesi gibi bir ortam olmuyor 😀 Evet, gerçekten soğuk oluyor fakat kutup koşullarıyla da karşılaşmıyorsunuz. Türkiye’de kışın soğuk bir yere, şehre giderken nasıl hazırlanıyorsanız aynı şekilde hazırlanmanız yeterli olur. Kış aylarının en kötü etkisi fırtına çıktığı zamanlarda oluyor. Birleşik Krallık Atlas Okyanus’u ortasında bir ada olmasından dolayı fırtınalara çok açık bir konumda ve mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bu durumla çokca karşılaşılabiliyor. Bazı fırtınaların etkisi tren hatlarında ve enerji aksamalara sebep olabiliyor ya da maddi hasarlara yol açabiliyor.

Inverness’te yaşıyor olmak ise gerçekten çok keyifli ve bambaşka bir tecrübe. Nüfusun az olması, başarılı şehir planlaması, şehrin doğayla iç içe olması, çok sayıda restaurant, bar, cafe tarzı tesislerin olması, alışveriş ihtiyaçlarınıza uygun birçok mağazanın olması, kısa mesafede birçok gezilebilecek yer olması, şehirde gerçekleşen farklı etkinlikler/festivaller gerçekten yaşam kalitesini bambaşka boyuta taşıyor. Nasıl oluyor diyorsanız, birlikte biraz daha detaylı ele alalım. 

figure

Inverness'te evler genelde bahçesi de olan müstakil evler ve burda yaşıyorsanız büyük ihtimalle siz de bu evlerden birinde olacaksınız. Bu zaten size tanıdığı yaşam alanıyla yaşam kalitenizi başlı başına birkaç çıta yükseltiyor. 

Herhangi bir alışveriş için gideceğiniz yer arabayla en fazla 15 dk mesafede ve gittiğiniz yerde aşırı bir kalabalık yok, işlerinizi rahatça hallediyorsunuz. Akşam eve geldiniz, yemek sonrası bir yürüyüşe çıkayım dediğinizde sokaklarda araç gürültüsü olmadan rahatça yürüyebiliyorsunuz, arabaya atlayıp 5 dk içinde şehir merkezinin 2 adım ötesinde Ness Nehri kenarında, harika bir atmosferde su ve kuş sesi eşliğinde yürüyüş yapabiliyorsunuz. 

Haftasonu bir restoranta gitmek istediğinizde uzakdoğu mutfağından ispanyol mutfağına, Michelin listesinde yer alan fine-dining restorantlardan türlü fast food zincirlerine kadar birçok farklı mekan bulabilirsiniz. Diyelim ki haftasonu aktitivesi yapmak istediniz, 10dk’lık mesafede Loch Ness gibi doğa harikası bir göl var ya da 30dk’lık mesafede birçok farklı aktivite yapabileceğiniz Cairngorms Milli Parkı var. Bunların dışında da sayılabilecek birçok şey mevcut. Biz Ankara’daki kalabalık şehir yaşamını geride bırakıp buraya yerleştiğimizde bambaşka bir boyuta geçmiş gibi hissettik ve bir yılın sonunda hala da akşamları yaptığımız Ness Walk yürüyüşlerinin bizdeki etkisi büyüleyici. Inverness’te yaşıyor olmanın herhalde tek kötü yanı hala Birleşik Krallık’ta olmanızdan dolayı Türk pasaportuyla Avrupa ülkeleri’ne gitmek isterseniz schengen vizesi ihtiyacınızın devam ediyor olması 🙂 Bir de şunu belirtmek gerekir ki uzaktan soğuk ve mesafeli gibi gelseler de İskoçlar büyük çoğunlukla sıcakkanlı insanlar. Zaman zaman her yerde olduğu gibi burada da farklı mizaca sahip insanlarla da karşılaşılabiliyor tabi fakat bunu genellemek doğru olmaz. 

Tabi bu saydıklarımızı hareketli şehir hayatı seven arkadaşlar pek dikkate almasınlar, keza kendileri için sonuç hüsran olabilir. Bu saydığımız özellikleriyle Inverness daha çok dingin bir yaşamı seven isteyen kişilere hitap edecek bir yapıya sahip. 

Beyaz yakalı olup da bu taraflara yerleşmek isteyenler bu duruma biraz üzülebilir belki fakat Inverness’te çok nitelikli iş imkanları bulmak mümkün değil. Özellikle mühendisler için burda pek fazla seçenek yok. Şehirde faaliyet gösteren birkaç uluslararası şirket ve küçük ölçekli şirketlerle birlikte hatırı sayılır bir beyaz yakalı ve üretime dayalı firmalarda çalışan mavi yakalı kesim var. Bunun dışında insanlar genellikle hizmet sektöründe iş bulabiliyor. Burdan üniversite eğitimi için ayrılıp büyük şehirlere giden gençler de bu nedenle hayatlarının geri kalanında Inverness’e dönmek yerine genelde başka şehirlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. 

Bunun dışında Inverness’te turizm sektörü aslında şehrin başlıca gelir kaynaklarından biri. Özellikle yaz aylarında şehir turlarla ve turist gruplarıyla yoğun bir kalabalığa maruz kalıyor ve bu durum sokaklarda da hissedilir hale geliyor. Yoğun sezonda haftasonları restoranlarda yer bulmak epey zorlaşıyor. Bu nedenle buraya gelirseniz rezervasyonlarınızı erkenden yaptırmanızı tavsiye ederiz.

Tüm detayları tek bir yazıda toplamak bu küçük şehir için bile kolay bir iş değil 🙂 Başka yazılarda ve rehberlerde de bu bölgeyle ve Inverness’le ilgili detayları aktarmaya devam edeceğiz!