St Giles' Cathedral
Home » Köy öğretmenliğinden Dünya`nın en iyi üniversitesine

Köy öğretmenliğinden Dünya`nın en iyi üniversitesine

Köy öğretmenliğinden Dünya`nın en iyi üniversitelerinden birine uzanan bir macera

Bir önceki yazımızda köy öğretmenliği yaparken YLYS bursu ile  İskoçya Edinburgh`ta akademik kariyerine başlayan Kübra ve mühendislik işiyle meşgulken Dünya`nın en iyi üniversitelerinden birinde doktora eğitimine başlayan Fuat ile YLYS bürsünün tüm detaylarını konuşmuştuk. Bu bursa ait merak ettiğiniz herşey için bu linke bakabilirsiniz.

Bu yazımızda ise YLYS bursunu kazandıktan sonra Kübra ve Fuat`ın üniversitelere nasıl başvurduklarını, kabul alma süreçlerini konuştuk. Ayrıca bu yazımızda bolca İskoçya`da var! İskoçya`da ev bulma süreçlerinden İskoçya kültürüne kadar gözlemlerini de çok tatlı bir dille bize aktarıyorlar.

YLYS bursunu kazandıktan sonra neler yaşamışlar, Dünya`nın en iyi üniversitelerinden kabul almak için neler yapmışlar maceralarına ortak olalım. 

Londra Seyahatlerinden 🙂
Üniversiteyi YLSY`nin bulmadığını biliyorum. Kaç farklı üniversiteye başvurdunuz?

Bizim İskoçya`ya yerleşme sürecinden hatırladığım kadarıyla o kadar çok iş başvurusu yapıyorduk ki. Maalesef çok azından geri dönüş alıyorduk. Bunun bir sebebi Türkiye`de olmamızdı çünkü UK piyasasına girdikten sonra işler değişti. Benzer durumun üniversiteler için de geçerli olduğunu düşünüyorum. O sebeple bu soru ile başlayalım istedim.

Evet, bursu kazandıktan sonraki bütün süreç bize bağlıydı. MEB bize tamamen maddi anlamda sponsor oluyor. Üniversite kabulleri MEB tarafından sağlanmadı.

Bu aslında çalışma konusuyla ve doktora için başvuru yapılan enstitüye bağlı bir süreç. Çünkü fen bilimlerinde genellikle mevcutta açık doktora projeleri oluyor ve kabul alması daha rahat olabiliyor.

Fuat, çalışma konusunu belirledikten sonra yaklaşık ortalama 20-25 hocaya mail attığımı hatırlıyorum. Bu hocalardan bazıları aynı üniversitede ama benzer çalışma alanlarına sahipti. Bunlardan yaklaşık 4-5 kişi falan geri dönüş yaptı. Bu kişiler ile online görüşmeler yaptım. Her üniversite kendi sistemine göre ilerliyor, mesela Edinburgh Üniversitesi ile iki informal bir formal görüşme yaparken, diğer üniversitelerdeki hocalarla birer görüşme yaptım. Sonuç olarak hepsinden kabul gelmişti, ancak ben çalışma konusu daha sıcak geldiği için Edinburgh Üniversitesinde doktoraya başlamak istedim.

Kübra, çoook fazla hocaya mail attığımı hatırlıyorum. Çoğundan cevap alamamıştım. Maalesef sosyal bilimlerde/eğitim bilimlerinde işler daha zor ilerliyor. Net sayı veremiyorum, saymadım çünkü. Doktora kabul almaya çalışırken okula başvurmadan önce hocalara mail atılıyor ve eğer hocayla anlaşabilirsen (mülakat sonucunda vs), hoca konunu beğenirse ve seni yeterli görürse okula başvurabilirsin diyor. Sonrasında okul başvuru aşaması geliyor. Çok yüksek ihtimalle eğer hoca kabul ettiyse okuldan da kabul alıyorsun ama kesin olmuyor yine de. Ben Southampton, Durham (iki ayrı hocadan) ve Belfast’dan kabul aldım. En başarılı ve yaşadığım yere en yakın olan Durham’ı tercih ettim.

Kübra
Bir önceki sorumda bir miktar cevap verdiniz ancak detaylandıracak olursak; Lisansüstü program için kabul alma süreciniz nasıl oldu? Başvuru sürecinde yaşadığınız zorluklar var mı?

Ah o başvuru süreçleri… Anlat anlat bitmez… o dertler sıkıntılar.. Özellikle Kübra için kabul almak oldukça zorlu geçmişti. Çünkü Fuat’a yakında yer alan başarılı bir üniversite bulmak zorundaydı, bu da seçenekleri çok azaltıyordu.

Ayrıca, YLSY bursu kapsamında dünyada ilk 500`e girmiş üniversiteden kabul alma zorunluluğu var.

Aslında bursu beraber aynı sene kazanmamıza rağmen Fuat doktoraya başladı, Kübra bir sene sonra başladı.. Fuat master derecesine sahip değildi, yani lisanstan sonra direkt doktoraya başladı. Güçlü cv si ve yaptığı projeler sayesinde kabul alırken zorlanmadı ancak bölüme başladığı sene oldukça zorlu geçti. Kübra masterını bitirmekle ve kabul alma uğraşıyordu. Bir senenin ardından Kübra da istediği alanda çalışabileceği başarılı bir üniversite bulmuştu sonunda… Başvuru sürecinde yaşanılan en büyük zorluklar tabi ki dil bariyeri, yeterli dil puanına sahip olma, hocaların başvuru maillere dönüş yapmaması ve sancılı ve zorlayıcı geçen mülakatlar gibi…

Ekstra hazırlık neler yaptınız?

Bu hazırlıkları iki ana bölümde inceleyebiliriz. İlk olarak yurt dışında doktora eğitimi için gerekli olan en önemli şey İngilizce. Birleşik Krallık’taki ve diğer Avrupa ülkelerindeki her üniversite IELTS dil yeterlilik sınavından alınan puanları kendı kabul koşulları olarak belirliyorlar. Bunun için uzun ve detaylı bir IELTS hazırlık sürecimiz oldu ve sonunda gerekli puanlar alındı.

Sonrasında doktora başvurularında gerekli olan belgeler personal statement, research proposal ve daha nicesi gibi belgeleri hazırladık. Research proposal, sizin yapmak istediğiniz çalışmayı detaylı olarak anlatıldığı doküman iken personal statement sizin
hakkınızdaki akademik ve iş hayatınızla ilgili olarak kendinizi tanıttığınız yazı olarak tanımlanır.

Bu hazırlanan belgeler ile mail yoluyla çalışma alanlarımızla alakalı hocalarla ve üniversitelerdeki çalışma gruplarıyla iletişime geçerek mülakat aşamasına geçiyoruz. Bu bölümde ayrı bir stres. Online görüşlerle birlikte bu mülakat süreci tamamlanıp sonrasında bazı üniversitelerden red bazılarından ise kabul yazılarımızı aldık. Sonrasında en çok içimize sinen hoca ve üniversiteyi seçtik ve doktora eğitimlerimize başladık.

Lisanüstü eğitim için İskoçya`ya başvurmaya nasıl karar verdiniz?

Öncelikle bu burs programını kazandıktan sonra IELTS dil puanından 6 ve üzeri puan alınması gerekiyor. Bu puanı MEB bizden istiyor.

Fuat ilk girişte 6.5 aldı ve dolayısıyla üniversite başvurularına Kübra’dan önce başladı. Fuat kendi alanında en başarılı üniversitelerden kabul almak için tek tek mail yoluyla hocalarla iletişime geçiyordu. Edinburgh üniversitesinden kabulü alınca havalara uçtuk. Çünkü Fuat, Edinburgh Üniversitesi`nde doktoraya başladığında hem CERN’de projede yer alıcaktı hem de dünyada kendi bölümünde 11. Sırada yer alan bir okuldan mezun olmuş olacaktı. Tabi ki de CERN projesinde yer alma fikri bile bizi çok heyecanlandırmıştı. Bu sırada Kübra halen dil puanı almaya çalışıyordu ve Edinburgh’a yakın okullara tek tek başvuruyordu.

Fuat
Cern`de bir Türk mühendis

Aslında spesifik İskoçya olsun demedik, önceden de belirttiğimiz gibi okul başarısı her zaman daha ön plandaydı bizim için. Fuat Surrey, York, Loughbrough ve Manchester`dan da kabul aldı ama en başarılı olan Edinburgh olduğu için tercihimizi Edinburgh dan yana kullandık.

Bu programa yeniden kayıt yaptırsanız bu sefer ki tercihiniz neresi olurdu?

Bu burs programına önceden belirttiğimiz gibi çok hızlı ve aniden başvurduk ve doğrusu kazanamayacağımızdan emindik. Bu sebeple araştırma yapmadan başvurduk diyebiliriz. Ancak şimdi başvursak yine Birleşik Krallığı seçerdik! Hatta Edinburgh da güzel bir tercih! Çünkü dünya sıralamasında çok başarılı bir üniversite. Bölge ve şehirden çok üniversitenin başarısı daha önemli bir faktördü bizim için. Tabi ki karı-koca olarak birbirine yakın ve başarılı üniversiteler bulmak da çok zordu. 

Biraz da İskoçya`dan konuşalım istiyorum. En genel soruyla başlayalım 😀

İskoçya’nın sevdiğiniz / sevmediğiniz yönleri neler?

İskoçya’yı genel olarak mistik havası ve orta çağı yansıtan görüntüsünden dolayı büyüleyici bir ülke olarak tanımlayabiliriz. Yeşillikleri, Highland bölgesi ve özellikle Edinburgh şehir merkezi bizi etkileyen kısımları. Böyle bir şehirde hala yaşıyor olduğumuza inanamıyoruz.

Ancak, hayal dünyasından çıkıp gerçeklerle yüzleştiğimizde fare, evlerin çok eski oluşu (yaşadığımız ev ortalama 150 yıllık), ev içerisindeki küf ve gider problemleri, güneşin neredeyse hiç olmayışı ve ani rüzgarları sevmediğimiz değil de sevemediğimiz özellikleri olabilir.

İskoçya’ya ilk yerleştiğinizde neler hissettiniz?

İskoçya çok büyüleyici, inanılmaz bir ülke. Özellikle Edinburgh’a geldik ve merkezden 1 aylığına geçici bir evde kaldık. O büyüleyici ortamın içine düşmüştük. Hala sokaklarda
yürürken inanamıyoruz. İlk yerleştiğimizde çok heyecanlıydık, her yeri keşfetmek için sabırsızlanıyorduk. İlk başlarda turist gibi hissediyorduk doğrusu. Sonra yerleştikçe alıştık Edinburgh’un o mistik havasına…

Ev bulmak kolay oldu mu? Bursunuz ile evinizin kirasını karşılaştırdığınızda bursun burada yasam için yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Ev bulmak tam bir kabustu… Biz ilk bir aylığına geçici bir ev ayarlamıştık ve bu bir ay içinde zaten rahat rahat ev buluruz diyorduk ama o da ne, imkânsızmış.

Özellikle Edinburgh gibi kalabalık bir şehirde ev ilanı neredeyse yoktu. O ilk ay çok fazla zorlandığımızı hatırlıyorum. Son gün üniversitenin öğrenciler için kiraladığı evin şans eser ilana çıktığını gördük ve hemen kiraladık. Bursumuz bir kişi için 1650 pound (herhangi bir vergi kesintisi yok). İki kişi Edinburgh şehir merkezinde 1+1 evde kalıyoruz ve kiramız 650 pound. Dolayısıyla gayet rahatız.

Bu sizin standartlarınıza göre değişebilecek bir durum. Ancak biz gayet rahat geçiniyoruz. Küçük bir şehirde yaşasaydık muhtemelen daha da rahat geçinirdik. Ancak Londra’da olsak zorlanırdık sanırım.

İskoç aksanı konusunda zorlandınız mı? Ben hala İngilizce konusunda çok zorlanıyorum da...

İskoç aksanı gerçekten çok zor hala tam anladığımız söylenemez. Ancak akademik anlamda üniversitelerimizde daha açık İngilizce kullanıldığı için zorlandığımızı söyleyemeyiz. Sanırım dil bariyerini aştık, tabi hala anadil gibi rahatlığımız yok.

İskoç kültürünü sevdiniz mi? Sizce insanları nasıl?

İskoç kültürünü sevdik, çok sıcakkanlı insanlar. Hiç ırkçılık yaşamadık. Çok samimi ve kibarlar gerçekten. Rugby kültürü, erkeklerin kilt giymesi vs. çok sevdiğimiz durumlar. Bu şehirde ve ülkede olduğumuz için mutluyuz.

Eklemek istediğiniz başka birsey var mı?

Bizi dinlediğiniz, okuduğunuz için çok teşekkür ederiz. Herhangi bir sorunuz olursa hiç çekinmeden bize ulaşabilirsiniz.
Hemen Kübra`nın Instagram hesabını da buraya ekliyorum. Merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

Biz Instagram`da da varız. Daha fazla içerik için sayfamızı takip etmeyi unutmayın @3mutludunya

There are 2 comments

Comments are closed.